Türk otomotiv kesiminin global pazarlardaki varlığını güçlendirmek için Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ve Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB) işbirliğinde faaliyetlerini yürüten Turkish Automotive temsilcileri, en değerli ihracat pazarları olan Almanya’ya son bir ayda üst üste gerçekleştirdikleri iki farklı ziyaretten hoş haberlerle döndü.
Alman şirketlerin alternatif pazar arayışında olduğunu gören bölüm temsilcileri, bu noktada birinci sırada Türkiye’nin yer aldığını öğrendi. Fakat Türkiye’deki şirketlerin bu fırsatı değerlendirebilmesi için yalnızca birkaç yıl içinde çevreci üretime geçmesi gerekecek. Zira 1 Ocak 2023’ten itibaren şirketlere etrafa ve insan haklarına yönelik çeşitli yaptırımlar getiren tedarik zinciri yasası devreye girecek.
Dünya’dan Aysel Yücel’in haberine nazaran, TAYSAD Lideri Albert Saydam ve Türkiye Otomotiv Tanıtım Kümesi Proje önderi Alper Kanca, yapılan bu ziyaretlerin kıymetini ve çıkan kıymetli sonuçları aktardı.
Yaklaşık iki hafta evvel basın mensupları ve Almanya’nın önde gelen otomotiv markalarının üst seviye temsilcilerinden oluşan bir yuvarlak masa toplantısı yapılırken, öteki yandan BMW ve Porsche üzere önde gelen markaların üst seviye yöneticilerine ziyarette bulunuldu. Akabinde geçen hafta ise otomotivin “Davos”u olarak bilinen, kesimin en değerli önderlerini bir ortaya getiren Car Symposium’a birinci sefer iştirak sağlandı. Turkish Automotive bünyesinde bulunan, önderliğini OİB İdare Heyeti Üyesi Gökhan Tunçdöken ve Alper Kanca’nın üstlendiği Almanya Otomotiv Tanıtım Kümesi, birinci sefer bu toplantıda standa açtı. Burada hem ana sanayi hem de Avrupa’nın önde gelen tedarik şirketlerinin üst seviye yöneticileri ile teğe bir görüşme fırsatı yakalayan Turkish Automotive heyeti, ayrıyeten Türkiye otomotiv dalını anlatan bir sunum yapma fırsatı yakaladı. Dal temsilcileri 30 farklı firmanın katıldığı bir seminerde tedarik sorunlarına karşı Türkiye seçeneğini anlattı.
BMW 2025’TEN İTİBAREN ÇEVRECİ OLACAK
Birinci evvel Porsche akabinde da bir bedel alman otomotiv devi BMW ziyaret edilmiş. Yabancı gazeteciler ve otomotiv dalının değerli temsilcilerinin olduğu bir yuvarlak toplantısı da yapılmış. Albert Saydam, Porsche ve BMW yetkililerinin Türk heyeti ilgiyle karşıladığını belirtirken, bu firmaların Türkiye’den alımlarını artırması istikametinde de görüşmeler yapıldığını aktardı. TAYSAD ve OİB olarak Türk otomotiv sanayi ile daha fazla işbirliğinin onlara ne kadar yarar sağlayacağı anlatılmış. Ayrıyeten Türkiye’deki yatırım fırsatları aktarılmış. Bu görüşmelerden çıkan değerli bir sonuç da Alman devlerin tedarik seçiminde belirleyici ögenin değişmiş olması. Albert Saydam, “BMW’de tedarik seçiminde evvelce kalite, sürat ve fiyat kesin karar verici unsurlardı. Fakat şu anda çevreci üretimin ve yeşil güç kullanımının bütün kriterlerin önüne geçtiğini iki şirkette de duyduk. Bu seyahatimizde edindiğim en kıymetli bilgilerden biri de bu oldu” dedi. BMW 2025’ten itibaren tüm fabrikalarını yüzde 100 “yeşil” yapmayı planlıyor ve hatta tedarikçilerini bile. Bu noktada Türk şirketlerinin avantajlı olduğu düşünülüyor. Alpar Kanca, “İlk kere bu hususta ne kadar kararlı olduklarını ve sürecin ne kadar yakın olduğunu gördük. Artık yalnızca basın bülteni yani CEO demeçlerinde değil, orta ve alt kademe yöneticiler de çok yakın tarihte yalnızca çevreci şirketlerle çalışacağını somut olarak lisana getiriyor” dedi.
YENİ TEDARİK YASASI TELAŞI
Alman şirketlerini çevreci üretime yönelten en kıymetli etkenlerden biri de yakın periyotta ülkede devreye girecek yeni tedarik zinciri yasası. Bu şimdi çok yeni bir gelişme ve mecliste geri adım atılmasına yönelik tartışmalar sürüyor. Yeni yasaya nazaran, 1 Ocak 2023’ten itibaren Almanya’da 3 bin kişinin üzerindeki işletmelere etrafa ve insan haklarına karşı kimi yaptırımlar gelecek. Bu şirketler tabiata ya da beşere verdikleri ziyanlardan sorumlu tutulacak, karşıt davranışta bulunanlara ceza verilecek. Bir sonraki evrede şirketler tedarikçilerinden de sorumlu tutulacak. Hasebiyle Çin, Tayland, Vietnam ve Afrika’nın birtakım ülkelerinden modül tedarik eden firmaların işi güç olacak. Bu hususta Alper Kanca, “Doğu Türkistan fabrikaları, insan hakları ihlali gerekçesiyle 1 Ocak’tan itibaren Alman markalara sorun yaratabilir” dedi. Kesim temsilcileri, Türkiye’deki tedarikçilerin gerçek adımları atması halinde bu yeni maddeyi da fırsata çevirebileceğinin altını çizdi.